E-Dergi Helal Yaşam Rehberi 38. Sayısı (PDF)

İslam Ülkesinde Yaşıyorum Rahatlığı
Muhterem Okuyucularımız,
İslam ülkesinde yaşıyorum “İlacımda domuz katkısı olması mümkün mü?”, “İçtiğim meşrubtlarda alkol
olur mu?”, “Yediğim gıdalarda haram içerikli katkı maddesi bulunabilir mi?” bu gibi sorular yüzyıldır
İslami yaşantımızı baltalayan kendimizi rahatlattığımız en tehlikeli sorulardan bazılarıdır.
Müslümanlar olarak tatile çıkarken otelimizin kaç yıldızlı olduğunu, yemek sisteminde açık büfe olup
olmadığını, çocuklarımız için oyun alanını, akşam vakit geçirmek için eğlence merkezini, yüzme olanaklarını vb. hemen hemen her şeyi sorguluyoruz lâkin, helal ve tayyib şartlara uygun bir menü ve oda
koşullarını sorgulayanımız ya yoktur ya da çok azdır. Kimilerimizin de aklına dahi gelmez çünkü İslam
ülkesine gelmişizdir. Bütün ihtiyaçlarımızın Helal ve Tayyib kurallara göre tanzim edildiği rehavetine
kapılmışızdır.
Batı modernitesinin tüm insanlığa ve İslam ümmetine dayattığı yaşantı biçimi bizleri ruhsuz, düşüncesiz, sağlıksız bir duruma getirmiştir. Yüzyıl öncesinde inancımızdan kaynaklanan yaşam tarzımızın
oluşturduğu bir gıda kültürümüz vardı. İnanç gergefinde dokunmuş yaşam tarzımızın şekillendirdiği
gıda kültürümüzün ürünleri ile beslendiğimiz dönemlerde vücudumuz sağlıklıydı, yüreklerimiz güçlüydü, ahlakımız, aile yapımız dillere destandı, imanımız ve cihat gayretimiz kavi olurdu, duruşumuz
dünyaya huzur, düşmana korku verirdi.
Günümüzde gıda, kozmetik ve ilaç sektörlerinde en büyük problem bu ürünlerin üretiminin teknoloji,
ham madde ve katkılar bazında gayr-i müslim güçlere bağımlı olarak yürütülmesidir. Müslümanların
tüketmekte olduğu ürünlerin büyük bir kısmında ekonomik, biyolojik ve kültürel içeriklerinin gayr-i
müslimlerin kontrolünde kalması, bu güçlerin ümmet üzerinde baskı oluşturmasına sebep olmaktadır.
Ümmet olarak inancımız doğrultusunda bir beslenme ve tüketim modeline acilen dönmeliyiz.
İnsanoğlunun ilk imtihanı gıda ile başlamıştır. Allah (c.c) Hz. Adem’e eşyânın isimlerini ve hakîkatini
öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti. Aslında insanlık eğitildi. Ümmet olarak Hz. Adem’den itibaren helal lokma vazifemizi unutmadan yaşamamız gerektiği halde, unuttuğumuz en önemli vazifelerimizden
biridir.
Bugün bütün İslam ülkeleri, yani İslam ümmeti, olarak bir değişim süreci yaşıyoruz. Bu değişim sürecinde helal lokma vazifemizi ihmal etmeden, elestü bezminde vermiş olduğumuz ahdimize sadık kalarak, yeni dünya düzenini oluşturduğumuz taktirde gönül rahatlığı ile İslam ülkelerinde alışverişimizi
gerçekleştirebilme imkânına sahip olabileceğimiz günlerin geleceğini ümit etmekteyiz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
GİMDES Başkanı